29.03.2009
hayatı bir saat ileri almak
dün gece maç vardı 11 de 23:00 şaka gibi. neyse izledik ilk yarısını, devre arasıda geçti; ikinci yarı bir başladı saatleri ileri bi çaktık, ahanda saat 01:01 oluverdi. şoke oldum, şokella oldum. ekmeğe sürüp yiyesim geldi kendimi bir anda. kendimi nba maçı izliyormuşcasına kaptırdım televizyon denen şeytan icadı kutuya. maç bitipte eve geldiğimde saat 02:13 olmuştu güç bela. çocuğunda dediği gibi yaz saati uygulaması yazıda beraberinde getirdi. kalkıp bişeyler atıştırıp oy kullanmaya gittim. tarihi eser sandıklar göz kamaştırıyordu. birazda kibirliydi. ''ben ne oylar aldım içime bilemezsin'' der gibi bi havası vardı. pis pis bana bakıyordu. gözlerimi başka bi yere kaçırdım. korkmuştum açıkcası. sanki ağzı açılıp oy niyetine benide yutucakmış gibime geliyordu. o sırada beni çağırdılar. verdim kimliğimle seçmen kağıdımı. turuncu pusula ve zarfı elime tutuşturdular. o ara sandığın homurdandığını duydum. içimden '' bir an evvel oyumu atayımda bi kendine gel sen'' dedim. sandıkta görüşürüz lafı vardır bide. o sandıklarda görüşemezsiniz arkadaş. yaşlı bi kere sandıklar. ayıp yani. yer felan sizleri allah muhafaza. allah dedim diye sanmayınki akepeye verdim. vermem. çokta umurlarındayım sanki ama vermem yani. neyse.. ilk zarfı attım cuk diye girdi zarf. millet sokcam diye uğraşıyor, benim zarfı cuk diye aldı. anlamadım. sanki biraz uğraşsam kolumuda kapıcakmış gibi hissetmeye başladım , öbür sandığa geçtim. öbür zarflarda mavi idi. büyükşehir, muratpaşa belediye başkanlarının seçim pusula ve zarfları.. onlarıda damgaladım. ayrıca damgalar değişmiş bi şokta orda yaşadım. evet yazmıo. zaten evet yazsa bide hayır damgası olması lazımdı. ''tercih'' yazmışlar damgaya. onceden de tercihmiydi emin değilim, hatırlamıyorum açıkçası. muhtar ve ihtiyar heyetiyse tek kağıtlardı. yani direk koyuyosun. seçme hakkın yok. sanırım yeni aday yoktu. 3. zarfıda attıktan sonra sandıklara son bir kez baktım ve '' genel seçimlerde görüşürüz , adios'' dedim. imzamı attım ve hızlı adımlarla uzaklaştım.
hayvansın sergio(alakasız başlık)

Manga yeni albüm çıkartıyormuş 14 nisanda ''dünyanın sonuna doğmuşum'' adlı şarkılarını myspacelerine koymuşlar girdim dinledim,dinliyorum.Dinlemeyi arzulayan şahıslar tıklasın alttaki linke girsin dinlesin derim ben;
alltaki link
Bugün yerel seçim vardı gittik ailecek oylarımızı tahta sandıklara tepiştirdik.Zarflar pek bi pastel renklerdeydi pek sevdim böyle moruydu pembesiydi mavisiydi,ayrıca parmaklarımızıda boyamadılar onada pek bi sevindim falan.Ayrıca '' yok arkadaş ben gidemem,oy kullanmaya dışarı evimde işim gücüm var''diyen şahıslar içinde teknolojiden yararlanarak oy kullanabilsinler diye oy kullanma sitesi açılmış ahada linki gir kullan oyunu;
ahada link Şaka lan tabiki şaka ama çok arzuladıysan tıkla dönüp dolaşıp geleceğin yer yine lazımlık olacak.
Herneyse bu sırada yaz saati uygulamasıyla havanın yaza dönmesi paralel doğrultudaymış bugün bunu keşfettim,daha önceden bilseydim paso bi ileri bi geri alırdım ne soğuk havalarda götüm donardı nede sıcak havalarda terler dururdum,neyse artık seneye diyorum seneye,seney,sene,sen,se,S,.
Son olarak;Emreoğuzcağızım dün bizde otururkene fotoşoktan yerel seçimin etkisi altında olan insan davranışı sergiledi yaptığı eseri şimdi koyuyorum buraya yani koymaya çalışıcağım inşallah beceririm.+valla tam bu yazdıklarımın yanına koymayı arzuluyordum ama taa tepeye sol kısıma koyabildim artık idare ediniz,hadi çüsz evribadinize.
26.03.2009
Gereklisiz Bilgi
MP3 (okunuşu me-pe-üç, açılımı MPEG-1 Audio Layer III) (Film Uzmanlar Grubu Ses Katmanı 3) olan sıkıştırılmış ses biçimi ve bu biçimde kaydedilen seslere verilen ad. Fraunhofer-Institute tarafından geliştirilmiştir. Sayısal hale getirilmiş sesler üzerinden insan kulağının duyamayacağı frekansların silinmesi yöntemine dayanır. Ses kalitesinde kayıp olmadan 1:12 oranına kadar sıkıştırmaya imkân tanır.
MP3, MPEG-3 ile karıştırılmamalıdır. MPEG-x standartları MPEG grubu tarafından belirlenen, hem ses, hem de görüntüyle ilgili standartlardır.
MP3 kelimesi, MPEG Layer 3'ün kısaltmasından oluşmuştur. (MPEG=Motion Pictures Experts Group). Yepyeni bir müzik formatıdır. Sıkıştırma algoritmaları geliştirilmeden önce bilgisayarlarda ses örnekleri wav, pcm, voc, au, snd gibi formatlarda saklanırdı. Bu formatlar sesi depolarken insan kulağının duyamayacağı ses frekanslarını da depolayarak dosyanın şişmesine yol açarlar. Bu formatlarda CD kalitesinde 3-5 dakikalık bir ses kaydının saklanabilmesi için 50 ila 70 megabayt arasında bir sabit disk alanı gerekmektedir.
MP3 sıkıştırma formatı tüm basitliğiyle internette yaygınlaşmaya başladığında kimse sonradan olacaklardan haberdar değildi. Başlangıçta CD kalitesinde müzik dosyalarının sabit disklerde eskiye nazaran 16'da 1 oranında sıkıştırılarak daha az yer kaplar hale getirmesiyle yaygınlaştı. Tüm internet kullanıcıları kendi evlerinde ve ofislerinde bu sıkıştırma algoritmasını kullanan sıkıştırıcı yazılımlar kullanarak CD'lerini, kasetlerini MP3 formatına dönüştürdü.
kısa bir alıntı
''devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayicisini kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. ''
http://sozluk.sourtimes.org/Default.asp?
Kargaşa

merhaba lazımlık
hoşuma gitmedi..
iyigeceler sayın seyirciler her nerede yaşanıyor ve yaşatılıyorsa.
güzel oldu ama :/ millet bunu gündüz okursa
gerçi ben oz çocuk dan başka okuru yok sanırım.
iyi reklam yapmamız lazım
onun üçünde yazmak lazım
lazımlazım lazım oluvermiş lazımlık.
canlarım merhabalar.
yerel seçimler öncesi ülkemiz çok ilginç olaylara sahne oluyor. sahalarda görmek istemediğimiz hareketler yaşanıyor. operasyonlar, düşen helikopterler, derin devlet davaları, bilmem kaçıncı dalgalar, tutuklamalar, efenim alıp salıp geri tutuklamalar , yandaş televizyon kanalı muhabbetleri ve son olarak breah!! diye bir tepki vermeme neden olan insan usta gazeteci uğur dündar.
oysaki herşey ne güzel başlamıştı. öğleden sonra uyanmış, kahvaltımı yapmış, biraz kitap okumuş, bankadaki işlerimi halletmiş, akşamüstü çocuğun gelip beni almasını beklemeye koyulmuştum. çocuk geldi beni aldı dışarı cıktık gezdik tozduk derken kitap almaya girdim tekrardan. baktım ''çizim teknikleri'' dedim fiyat sorarız. çok hoş bir hatun gördük. öyle böyle değildi. az biraz muhabbet de ettim kitabı alırken. mutluydum yani kitabı almış bir şekilde dönerken. çocuğunsa kolu yukarda kalmıştı çenesinin tam altında. sonra oda inmişti. sonra onurlardayız. başladık tv izlemeye. bi kargaşa kanalda. kanalın adı star tv. başlık ta şu. star ve d'ye yapılan dışlama.. gibisinden bişeydi. yani olay şuydu. melih bey bir organizasyon düzenliyor. içerde televizyoncu arkadaşlarda var. fakat star ve d karşıt medya oldugu için içeri alınmıyorlar ardından tartaklanıyorlar üstelik. haber olarak karşımızda bu vardı.
-anaa dedik karıştı gene ortalık.
ta ki uğur dündar'ı hayatımda ilk defa isyan etmiş olarak görene dek.
işte o an dedim ki bu adamı kızdırdılarsa cidden hoş şeyler olmuyor.
efenim uğur dündar ve ailesi hakkında çeşitli iddialar ortaya atılmış, ergenekonda da adı geçmekteymiş. sayın dündar duruma isyan etmiş. ispatlasınlar işi bırakırım kendimide öldürürüm gerekirse dediğine bizzat şahit oldum. korktum. üstüne bir de bari gelin öldürün! dedi, çocuk stüdyoyu felan basıcaklar dedi. sayın dündar daha fazla dayanamadı yayını bitirdiler.
seçim sonuçlarını bu anlattıklarımdan sonra tekrardan bir düşündümde. gerçekten neler olucak bu halk millet nası bi tepki vericek hepimiz pazartesi sabahı görücez işallah.
sağlıcakla kalın.
25.03.2009
ne kadar enteresan

merhaba lazımlık, seni görünce aklıma kırmızı lazımlığım ve kırmızıya bugün de hiç değervermeyişim geliyor.gerçi en sevdiğim banyo oyuncağım da kırmızı bir yunustu.. öhöm! neyse beni banyoda kırmızı bir yunusla oynarken hayal etmeniz ciddiyetimi kaçırabilir.
sevgili lazımlık ve muhterem okurları bir anda bir şey farkettim:biz lazımlık yazarları olarak aslında ilginç bir şey yapmıyoruz.
bunu bir kaç sene sonra anlayacağız,her biraz bilgi ve düş birikime sahip yarı teknolojik,yaratım potansiyelli genç gibi biz de ortak blog açtık.
kızlar falan etkilenir böyle şeylerden de onun bize faydası yok
zira goril gibi suratlarımız da yok(onur'un bir tezi)
ha canım okurum,
şudur:ilginç bir şey yapmadığımız kötü bir şey yaptığımız doğrulanmaz.
yani iyi olmak adına ilginçleşme çabalarında olunmaz.
bizler zaten enterasan kimseleriz ve bu ancak özgür olmak ile ortaya salınabilecek bir olay.
bunlara kafa patlatmadan rahat yaşamanın en kolay yolu ise çevreyi taklit yöntemidir.
belli ekol ve tarzlara sahip kişi topluluklarının üyeleri karakterlerinin baskınlığı ile ters orantılı olarak birbirlerine benzemeye başlarlar.
örneğin, geçen gün falez parkta gördüğümüz 10 adet erkek kişi birbirlerinin erkekliklerini göre göre hırçınlaştılar ve 23.dakikada aralarından ikisi kavga etmeye başladı.
ben de dedim ki ''e 10 tane erkek bir arada durursa..''
ömer de ekledi ''ya kavga ederler,ya s*kişirler.''
ben de dedim ki ''askeriyenin bu iş için güzel önemleri var.''
durup duruken ne teori üretrtik be arkadaş.
bir dahaki sefere ortamda bulunan dişinin oratama etkisinden bahsedeceğim.
24.03.2009
yeniTEMAaynıBOK
O zaman ben şiir yazayım her zaman ki gibi en doğaçlamasından kaçayım fazla sıçıp yer meşguliyeti etmeyeyim;
Konya varmış yol üstü
Ormandaymış fil büstü
Naneli şekermiş paranın üstü
Yarın olsa tamam ama bugün küstü
Ağzına sıçayım be hüsnü
amansız ol
Amansız Demek; İnatçı Demek, Sürekli Demek.
Amansız, Rakibine Diz Çökmez.
Amansız, Zamana Yenilmez.
Amansız, Acıyı Yener.
Amansız, Kanının Son Damlasına Kadar Savaşır.
Amansız Ol.